19 Şubat 2019 Salı

Hüseyin SARI - BEN BİR VATANDAŞIM ( BEDEVİ )

Kuşca Celil Boğazı

Hüseyin SARI - BEN BİR VATANDAŞIM ( BEDEVİ )


Yazar : Hüseyin SARI

Su demek ,hayat demek. Canlıların gelişiminde rol oynayan 3 temel öğeden biri . Su varsa, herşey vardır. Ya yoksa ! İşte o zaman hayatın yükü hayli ağırlaşır...
İki akraba topluluk olan bizim köy Kuşça ile Yeniceoba arasında geçen bir su mücadelesinin hikayesi hala hafızalarda...
Bulunduğumuz yayla, Celil Boğazı'nda , su boldu. 10-15 hane, ektikleri sebzelerle geçimini sağlıyordu. Ayrıca , çeşmenin, yolun kenarında olması, sürüler, yolcular ve çevre köylülerinin yün, kilim, tahıl vb yıkama ihtiyaçlarını karşılayan bir merkez konumundaydı.
Köyümüzün ise suyu kıttı , 10 km ilerimizdeki kalabalık Yeniceoba'nın da kıttı.
Bizim köye göre Yeniceoba, daha varlıklı , devletle güçlü bağları, hatta Milletvekilleri bile olan küçük bir şehirdi . Bürokraside etkiliydi. Susuzluk içinde kıvranırken lehlerine bir karar çıkartmak sorun değildi !
Sene 1961 veya 1962 olmalı. O zaman muhtar olan Mustafa Olgun , bu suyun dedelerinden kalma tapusunun bulunduğunu, olabilecek bir haksızlığın önlenmesi için devletin yetkili mercilerine başvurduysa da bir sonuç alamadı.
Karar çıkmış , Yeniceoba suyu alacak !
Köylü infial içinde ! Kanunen yapılacak birsey yok !

Tek çare direnmek, karşı koymak !
Eğer işçiler gelirse senaryo hazır : Önde kadınlar , onların bir adım gerisinde kadın giysisi içinde 5-6 erkek ; işçiler kazmayı vurunca taş yağmuruna tutacaklar ! Erkekler ise kadınların yan tarafinda toplu halde bekleyecekler.
Beklenen an geldi !
İşçiler jandarma eşliğinde gelip yerlerini aldılar ! Jandarma ise kalabalıklarla işçiler arasına dizilip barikat kurdu. Gergin bir bekleyiş ! Herkes korku ve panik içinde ! İnsanlar patlamaya hazır birer bomba gibi ! Bu sırada Muhtar ,yetkili asker ve Yeniceoba heyetinin olduğu yere giderek itiraz etmeye başlayınca sert bir tepkiyle karşılaştı ! Hatta jandarmalar tarafından itiş kakış , zorla askeri askeri arabaya kondu ! Bu manzara halkı galeyana getirirken ,erkeklerin içinden, iri yarı cüssesiyle Mustafa Kekeç , namı diğer BEDEVİ , hızlı adımlarla Muhtarın tutulduğu arabaya doğru, Yapmayın ! Etmeyin ! Dövmeyin ! diyerek ilerlerken , komutan silah doğrultup durdurmaya çalışsa da nafile ! Bedevi öfke ve hiddetiyle yürüyordu !
Komutan, yüksek sesle,
- Sen kimsin ? deyince ,Bedevi, işaret parmağıyla sağ elini kaldırarak, çatal ve gür sesiyle,
- Ben bir vatantaşım , dedi. Bunun üzerine çok sert gözüken, belki de onu darp etmeyi düşünen komutan yavaşladı. Bu sakallı, sıradan bir köylü değil, hukuki ve siyasi içerikli bir kelime kullanmıştı ! "Ben bir vatandaşım" demişti ! " Vatandaş".

Bulunduğumuz tarafta ise olay büyüdü ! Taş yağmuruna karşı silah sesleri yankılanıyor ! Tam bir savaş manzarası ! Yere ,havaya ve yüzümüze ateş edilirken, içimden, hayret kimse vurulmuyor diye düşündüğüm anda birisi yere yığıldı ,yanında düşen başka biriyle beraber yukarıdaki eve karga tulumba götürüldüler ! Jandarmanın tavrı giderek sertleşti , yaralıları almaya çabaladılarsa da etten duvarı geçemediler ! Bu sırada beklenmeyen bir şey oldu. Silahlar aniden sustu, jandarmalar geri çekildi. Hep beraber arabalara binip alanı hızlıca terkettiler !
Sonradan öğrendiğimize göre, başta Bulduk Duymaz olmak üzere bu işe girişenler sağduyulu davranarak ,olaylar daha büyümeden ,Komutana, bu işten vazgeçtiklerini söylerler.
Köylülerimiz ise bir zafer kazanmışlardı ! Sevinçleri yere göğe sığmıyordu ! İmkansızı başarmışlardı !
Böylece olay, kimsenin burnu kanamadan kapanmış oldu.
Şimdi, Dünyada artık meşru sayılan bu tür eylemlerin tanımı ,SİVİL İTAATSİZLİK. Bir çeşit kanunsuz hak arama yolu.
Bu direniş de gerçek bir sivil itaatsizlik örneğiydi...

Not: Kullanılan silahların kuru sıkı, caydırıcı olduğunu da sonradan öğreniyoruz. Yaralılar ise rolünü harika oynamışlardı !

Yazar : Hüseyin SARI  üsteki metin Sayın, Hüseyin SARI'nın Facebook profilinden alınmıştır.